ingilizce msn nickleri (türkçeleri ile)
1 sayfadaki 1 sayfası
ingilizce msn nickleri (türkçeleri ile)
Life.. has betrayed me once again
(hayat.. bana bir kez daha ihanet etti)
*This has taken its toll on me She said Goodbye too many times before... (Bu aşk bna çok zarar verdi ve daha önce bir çk kez elweda dedi.)
*She'S got a past full of secrets She's got a clock on her feelings
(Sırlarla dolu bir gecmisi var Hisleri bir saate bağlı)
*When you have d and you've lost someone You know what ** feels like to lose (birini sevdiğinde ve onu kaybettiğinde kaybetmenin nasıl olduğunu anlarsın )
*Had a life but i can't go back can't do that,** will never be the same again
(bir hayatım vardı ama ona geri dönemem
bunu yapamam, hiçbir zaman aynı olmayacak)
*I'm here without you baby But your still on my lonely mind (seni düşünüorm bebeim sen hala bnm yalnız(kimsesiz) aklımdasn)
*We are all in there with the dead (biz buradaıs ölümle birlikte)
*I'll need a miracle to help me this time(bu sefer harbidn bi mucizeye ihtiyacm oluck)
*Your eyes are so blue, I can't look away as we lay in the stillness (gözlerin o kdr mawi ki hareketszlikte uzanırkn uzaklara bakamıyorum ..
*I take a look at my life And realize there's nuthin left (hayatma bakıorm we hiçbişein kalmadıını fark ediormm...)
*Time stands still as you pass away No more tomorrow this is your last day (sen ölürken zmn durur artık yarın yok bu snn son günün...)
*I'm awake but my world is half asleep
(ben uyanığım ama dünyam yarı uyuyor.)
*I will you till death do us part
(bizi ölüm ayırana dek seni seweceğim)
*i have to be with you to live to breathe
(seninle olmak zorundayım yasamak, nefes almak için)
*soon to be blinded by tears
(yakında gözyaşlarım tarafından kör edileceğim )
*Love me,cause inside I'm slowly dying call me, don't you know that my heart is ing?
(Sev beni, çünkü içten içe yavaşça ölüyorum Seslen bana,kalbimin ağladığını bilmiyor musun?)
*Look into my eyes, you will find sadness and loneliness Just look inside my soul, i'm feeling so empty, empty...
(Gözlerime bak, yalnızlığı ve üzüntüyü bulacaksın Sadece ruhumun içine bak, çok boş hissediyorum, boş...)
*Baby Everytime you touch me I become a hero I'll make you safe No matter where you are And bring you
(bebeğim bana her dokunduğunda bir kahraman olurum seni koruyacağım nerede olduğun önemli değil seni getireceğim)
*All the souls that would die just to feel alive But I'll never let you go If you promised not to fade away
(Tüm ruhlar ölebilr,sadece canlı hissedenler Ama asla gitmene izin vermeyeceğim Eğer söz verdiysen solup gitmez)
*See you at the bitter end From the time we intercepted Feels more like suicide...
(Acı sonda buluşuruz Yollarımız kesildiğinden beri İntiharmış gibi geliyor)
*I know, the past will catch you up as you run faster
(bilirim ne kadar hızlı koşarsan koş geçmiş seni yakalayacak)
*Here in the darkness I know myself Can't break free until I let ** go Let me go
(Burada karanlık çöktüğünde,kendimi tanıyorum Gitmeme izin verinceye kadar beni özgürce koparamazsın Gitmeme izin ver)
*Good enough I feel enough for you Drink up sweet decadence I can't say no to you
(Yeterice iyi Senin için yeterince iyi hissediyorum Iç bu tatli düskünlügü Sana birsey söyleyemiyorum)
*You're too important for anyone There's something wrong with everything you see But I, I know who you really are You're the one who cries when you're alone
(Sen birisi için çok önemlisin Gördüğün her şeyde yanlış bir şeyler var Ama ben, ben senin gerçekte kim olduğunu bilyorum Sen yalnız kaldığında ağlayan birisin)
*When you're in , what can go wrong?
(Aşıkken ne ters gidebilir ki?)
*i don't want you and i don't need you don't bother to resist or i'll beat you **'s not your fault that you're always wrong
(seni istemiyorum ve sana ihtiyacım yok direnmeye kalkma yoksa döverim seni her zaman yanlış olman senin suçun değil)
*Shoot myself to you If I d myself I'd be shooting you
(seni sevmek için kendimi vurdum eğer kendimi sevseydim, seni vururdum)
*Now I know I've got to Run away I've got to Get away You don't really want any more from me To make things right
(Şimdi kaçmam gerektiğini biliyorum kurtulmam gerektiğini artık gerçekten benden işleri düzeltmemi istemiyorsun
________________
(hayat.. bana bir kez daha ihanet etti)
*This has taken its toll on me She said Goodbye too many times before... (Bu aşk bna çok zarar verdi ve daha önce bir çk kez elweda dedi.)
*She'S got a past full of secrets She's got a clock on her feelings
(Sırlarla dolu bir gecmisi var Hisleri bir saate bağlı)
*When you have d and you've lost someone You know what ** feels like to lose (birini sevdiğinde ve onu kaybettiğinde kaybetmenin nasıl olduğunu anlarsın )
*Had a life but i can't go back can't do that,** will never be the same again
(bir hayatım vardı ama ona geri dönemem
bunu yapamam, hiçbir zaman aynı olmayacak)
*I'm here without you baby But your still on my lonely mind (seni düşünüorm bebeim sen hala bnm yalnız(kimsesiz) aklımdasn)
*We are all in there with the dead (biz buradaıs ölümle birlikte)
*I'll need a miracle to help me this time(bu sefer harbidn bi mucizeye ihtiyacm oluck)
*Your eyes are so blue, I can't look away as we lay in the stillness (gözlerin o kdr mawi ki hareketszlikte uzanırkn uzaklara bakamıyorum ..
*I take a look at my life And realize there's nuthin left (hayatma bakıorm we hiçbişein kalmadıını fark ediormm...)
*Time stands still as you pass away No more tomorrow this is your last day (sen ölürken zmn durur artık yarın yok bu snn son günün...)
*I'm awake but my world is half asleep
(ben uyanığım ama dünyam yarı uyuyor.)
*I will you till death do us part
(bizi ölüm ayırana dek seni seweceğim)
*i have to be with you to live to breathe
(seninle olmak zorundayım yasamak, nefes almak için)
*soon to be blinded by tears
(yakında gözyaşlarım tarafından kör edileceğim )
*Love me,cause inside I'm slowly dying call me, don't you know that my heart is ing?
(Sev beni, çünkü içten içe yavaşça ölüyorum Seslen bana,kalbimin ağladığını bilmiyor musun?)
*Look into my eyes, you will find sadness and loneliness Just look inside my soul, i'm feeling so empty, empty...
(Gözlerime bak, yalnızlığı ve üzüntüyü bulacaksın Sadece ruhumun içine bak, çok boş hissediyorum, boş...)
*Baby Everytime you touch me I become a hero I'll make you safe No matter where you are And bring you
(bebeğim bana her dokunduğunda bir kahraman olurum seni koruyacağım nerede olduğun önemli değil seni getireceğim)
*All the souls that would die just to feel alive But I'll never let you go If you promised not to fade away
(Tüm ruhlar ölebilr,sadece canlı hissedenler Ama asla gitmene izin vermeyeceğim Eğer söz verdiysen solup gitmez)
*See you at the bitter end From the time we intercepted Feels more like suicide...
(Acı sonda buluşuruz Yollarımız kesildiğinden beri İntiharmış gibi geliyor)
*I know, the past will catch you up as you run faster
(bilirim ne kadar hızlı koşarsan koş geçmiş seni yakalayacak)
*Here in the darkness I know myself Can't break free until I let ** go Let me go
(Burada karanlık çöktüğünde,kendimi tanıyorum Gitmeme izin verinceye kadar beni özgürce koparamazsın Gitmeme izin ver)
*Good enough I feel enough for you Drink up sweet decadence I can't say no to you
(Yeterice iyi Senin için yeterince iyi hissediyorum Iç bu tatli düskünlügü Sana birsey söyleyemiyorum)
*You're too important for anyone There's something wrong with everything you see But I, I know who you really are You're the one who cries when you're alone
(Sen birisi için çok önemlisin Gördüğün her şeyde yanlış bir şeyler var Ama ben, ben senin gerçekte kim olduğunu bilyorum Sen yalnız kaldığında ağlayan birisin)
*When you're in , what can go wrong?
(Aşıkken ne ters gidebilir ki?)
*i don't want you and i don't need you don't bother to resist or i'll beat you **'s not your fault that you're always wrong
(seni istemiyorum ve sana ihtiyacım yok direnmeye kalkma yoksa döverim seni her zaman yanlış olman senin suçun değil)
*Shoot myself to you If I d myself I'd be shooting you
(seni sevmek için kendimi vurdum eğer kendimi sevseydim, seni vururdum)
*Now I know I've got to Run away I've got to Get away You don't really want any more from me To make things right
(Şimdi kaçmam gerektiğini biliyorum kurtulmam gerektiğini artık gerçekten benden işleri düzeltmemi istemiyorsun
________________
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz